Sosyal Psikoloji Araştırma Raporu Haber Bülteni
Gastronomide Böcek İnovasyonu: Sürdürülebilir Öğrenmenin Yeni Dönemi
Küresel gıda sektörü, sürdürülebilirlik kaygıları, yenilikçi yaklaşımlar ve alternatif protein kaynaklarının arayışıyla derin bir dönüşümden geçiyor. Bu bağlamda Gastronomide Böcek İnovasyonu (IIG) projesi, gastronomiyi sürdürülebilirlik ve inovasyonla buluşturan bilgi, beceri ve uygulamaları öğrenicilere sunmak amacıyla tasarlanmış e-öğrenme platformunu (MOOC) sunmaktadır.
Kapsamlı bir doğrulama sürecinin ardından, platform tüm katılımcılara ücretsiz olarak erişebilir durumdadır. https://e-learning.gastroinnovation.eu/tr/ adresinde yer alan platform, böcek bazlı gıdaların modern mutfaklara entegrasyonunu keşfetmek için yapılandırılmış ve ilgi çekici bir yol sunuyor.
7 Modülde Kapsamlı Öğrenme
MOOC, böcek bazlı gastronominin kritik boyutlarını ele alan özenle hazırlanmış 7 modülden oluşmaktadır:
Bu modüler yapı, platformu esnek hale getirmekte; katılımcılar öğrenme yolculuklarını kişisel veya profesyonel ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmektedir.
Kimler Yararlanabilir?
Kurs içeriği Türkçe’nin yanı sıra 5 farklı dilde(İngilizce, İspanyolca, İtalyance, Yunanca, Romence) sunulmaktadır. Platform yalnızca profesyonellere yönelik değildir. Şefler, eğitmenler ve gıda sektörü çalışanları yanında, öğrenciler, öğretmenler ve sürdürülebilir beslenmeye ilgi duyan herkes için açıktır. Bu kurs, gastronomi alanında yeşil ve dijital dönüşüme katkıda bulunmak isteyenlere değerli kaynaklar sunuyor.
Bilimsel bilgi ile yaratıcı mutfak uygulamalarını bir araya getiren platform, teori ile pratiği birbirine bağlıyor. Örneğin, katılımcılar AB gıda güvenliği düzenlemeleri hakkında bilgi edinirken aynı zamanda böcek unu kullanılarak hazırlanmış makarna, ekmek veya enerji barı gibi günlük yiyecekleri nasıl yapabileceklerini de öğrenebiliyor.
Platfrom Neden Önemli?
Yenilebilir böcekler, geleneksel proteinlere sürdürülebilir bir alternatif sunuyor. Yetiştirilmeleri daha az kaynak gerektiriyor, sera gazı emisyonları düşük oluyor ve döngüsel gıda sistemlerine katkı sağlıyor. Ancak tüketici kabulü, genellikle kültürel algılar ve yanlış bilgiler nedeniyle halen büyük bir zorluk olarak öne çıkıyor.
IIG e-öğrenme platformu, bu engelleri doğrudan ele alıyor. Katılımcılara bilimsel doğrulara dayalı bilgiler, uygulanabilir yemek yöntemleri ve yenilikçi iletişim araçları sunarak güven, şeffaflık ve inandırıcılığı teşvik ediyor. Böylece hem gıda profesyonelleri hem de tüketiciler, böcekleri egzotik bir yenilik değil; pratik, sürdürülebilir ve besleyici bir gıda kaynağı olarak görmeye başlıyor.
Gıdanın Geleceğine Doğru Bir Adım
IIG projesi, eğitim, sürdürülebilirlik ve inovasyonu bir araya getiren daha geniş Avrupa çabalarının bir yansımasıdır. Erişilebilir çevrimiçi eğitimler sunarak gastronomide yeni becerilerin gelişimini desteklemekte ve çevresel hedeflere katkı sağlamaktadır.
E-öğrenme platformu yalnızca bir kurs değil; aynı zamanda gıdanın geleceğinin bir parçası olma davetidir. Katılımcılar modüllere katıldıkça, bilgilerini paylaştıkça ve öğrendiklerini gerçek dünyada uyguladıkça daha sürdürülebilir bir mutfak kültürünün şekillenmesine aktif katkıda bulunuyor.
Sürdürülebilir gıda sistemlerinin geliştirilmesi, iklim değişikliği ve artan nüfusun beslenme ihtiyaçlarının karşılanabilmesi açısından giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, böcek bazlı gıdalar yüksek protein, düşük çevresel etki ve yenilikçi gastronomik potansiyelleri nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Ancak böceklerin gıda olarak kabul görmesi, yalnızca besin değerleri ya da çevresel faydaları ile değil, aynı zamanda kültürel normlar, psikolojik bariyerler ve toplumsal algılarla da yakından ilişkilidir.
Insects Innovation in Gastronomy projemiz kapsamında yürütülen sosyal psikoloji araştırması, Türkiye’de ve projemizin ortak ülkelerinde (İspanya, İtalya,Romanya, Güney Kıbrıs ve Yunanistan) böcek tüketimine ilişkin bireylerin tutumlarını, inançlarını ve algılarını analiz ederek, gelecekteki iletişim ve farkındalık çalışmalarına ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Araştırmanın Bulguları
Genel Tutumlar ve Kabul Düzeyi
Araştırmaya katılanların önemli bir kısmı böcek tüketimine mesafeli yaklaşmaktadır. Bu durum, böceklerin genellikle “iğrenç”, “kirli” ya da “sağlıksız” olarak algılanmasından kaynaklanmaktadır. Gıda neofobisi ( yeni veya alışılmadık yiyeceklere karşı duyulan çekince) katılımcılar arasında yaygın bir engel olarak öne çıkmıştır.
Kültürel ve Psikolojik Bariyerler
Böcek tüketimine karşı en güçlü direnç noktaları kültürel normlar ve çocuklukta öğrenilen sosyal koşullanmalardır. Böcekler genellikle “zararlı” ya da “yok edilmesi gereken canlılar” olarak kodlandığı için, bunların gıda olarak sunulması katılımcılar tarafından çoğunlukla yadırganmıştır. Ayrıca, böceklerin dini, etik ve hijyenik boyutlarıyla ilgili endişeler de dile getirilmiştir.
Sürdürülebilirlik ve Çevresel Farkındalık
Olumsuz algılara rağmen, araştırmada böcek tüketiminin çevresel faydaları konusunda farkındalığın giderek arttığı gözlemlenmiştir. Özellikle genç katılımcılar ve çevre duyarlılığı yüksek bireyler, böceklerin geleneksel hayvansal proteinlere kıyasla daha düşük su, arazi ve enerji tüketimi gerektirdiğini vurgulamışlardır. Bu grup, böcek bazlı gıdaları geleceğin sürdürülebilir mutfağının bir parçası olarak görmeye daha açıktır.
Sağlık ve Besin Değeri Algısı
Katılımcıların bir bölümü böceklerin yüksek protein içeriği, vitamin ve mineral açısından zenginliği konusunda olumlu görüşler belirtmiştir. Ancak bu görüşler yaygın değildir ve toplumun büyük kesimi bu konuda yeterli bilgiye sahip değildir. Dolayısıyla, böcek bazlı gıdaların besin değeri hakkında daha fazla bilgilendirme yapılması gerektiği ortaya çıkmıştır.
Yenilik ve Gastronomi Perspektifi
Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu, böceklerin gastronomide yenilikçi bir unsur olarak değerlendirilebilme potansiyelidir. Özellikle aşçılık öğrencileri, şefler ve gastronomiyle ilgilenen katılımcılar böceklerin un, protein barı veya işlenmiş gıda formlarıyla daha kabul edilebilir olabileceğini belirtmişlerdir. Bu durum, “görünmez böcek kullanımı” stratejisinin toplumda kabulü artırabileceğini göstermektedir.
Güven ve Bilgi Kaynakları
Katılımcılar, böcek bazlı gıdalar hakkında güvenilir bilgi eksikliğinin kabulün önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade etmişlerdir. Özellikle “bu gıdaların güvenliği nasıl sağlanıyor?”, “hangi kurumlar denetliyor?” gibi sorular öne çıkmıştır. Araştırma, şeffaf bilgi paylaşımının ve bilimsel otoritelerden gelen onayların, tüketici güvenini artırmada belirleyici olacağını göstermektedir.
Tartışma
Araştırma sonuçları, Türkiye’de böcek tüketiminin önündeki en büyük engelin kültürel ve psikolojik bariyerler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak aynı zamanda gençler, çevreye duyarlı bireyler ve gastronomi profesyonelleri arasında artan bir ilgi ve merak da gözlemlenmiştir. Bu bulgu, stratejik iletişim, eğitim programları ve deneyimsel öğrenme yöntemleriyle böcek tüketiminin gelecekte daha fazla kabul görebileceğini göstermektedir.
Sushi, kombucha veya deniz yosunu gibi zamanında “yabancı” ve “tuhaf” görülen gıdaların bugün mutfaklarda popülerleşmiş olması, böcek bazlı gıdalar için de benzer bir yol haritası sunmaktadır. Bu bağlamda, toplumun böcek tüketimine yönelik olumsuz algılarının dönüştürülmesi için şeffaf bilgi paylaşımı, güvenilirlik, aşamalı tanıtım ve gastronomik yaratıcılık kritik bir rol oynayacaktır.
Sonuç
Bu sosyal psikoloji araştırması, böcek bazlı gıdaların Türkiye’de toplumsal kabulü için önemli ipuçları sunmaktadır. Bulgular, sürdürülebilirlik ve besin değeri konularında farkındalığın arttığını, ancak kültürel normlar ve bilgi eksikliğinin kabulü sınırladığını göstermektedir.
Bundan sonraki süreçte, böcek bazlı gıdaların tanıtımında şu unsurlar ön plana çıkmalıdır:
Sonuç olarak, böcek tüketiminin Türkiye’de kabul görmesi zaman alacak olsa da, stratejik iletişim, doğru bilgi paylaşımı ve gastronomi dünyasının yaratıcı katkılarıyla bu gıdaların gelecekte daha geniş kitleler tarafından benimsenmesi mümkündür.
STEAMDIVE Projesini Tamamladık
Rzeszów, Polonya – 26 Haziran 2025 – Erasmus+ eş-finansmanlı STEAMDIVE (STEAM’de Çeşitlilik) projesi, Avrupa’daki okullarda çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan iki yılı aşkın yenilikçi eğitim çalışmasının ardından sona eriyor. Yunanistan, Polonya, Portekiz, Sırbistan ve Türkiye’den ortakları bir araya getiren STEAMDIVE, bilim, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematiği (STEAM) birleştiren disiplinler arası öğrenme yoluyla gençleri ve eğitimcileri ayrımcılık, bedeni utandırma ve dışlanmayı ele alma konusunda güçlendirdi.
🔬 STEAMDIVE Müfredatı
Ortaöğretim eğitimcileri için 7 modülden oluşan kapsamlı bir eğitim çerçevesi olan STEAMDIVE, eleştirel düşünme, kültürel farkındalık ve kapsayıcı uygulamalar oluşturmak için sanat ve dijital inovasyonu bilim eğitimiyle bütünleştirir. Modüller bilimsel sorgulama ve eleştirel düşünceden kapsayıcı pedagoji ve yeni teknolojilerin kullanımına kadar her şeyi kapsamaktadır.
📘 Müfredatı buradan indirebilirsiniz: https://steamdive.eu/curriculum/
🎮 MOD – Mirror of Diversity(Çeşitliliğin Aynası)
Kimlik ve kabul üzerine düşünmeyi teşvik etmek için geliştirilen yapay zeka destekli bir 3D modelleme ve yüz dönüştürme aracı. Girit Hackathon’unda (Heraklion, Ekim 2024) öğrenciler, matematik, geometri ve dijital sanatı harmanlayarak cinsiyet ve kültürel kimlikler arasında kendi yüz hatlarını dönüştürmek için uygulamayı kullanarak çeşitliliği keşfettiler.
🧩 MTC – Maths to Cubism(Matematikten Kübizme)
Kullanıcıların kodla geometrik şekiller oluşturmasına, görünümlerini değiştirmesine ve bunları kübist tarzı sanat eserlerine dönüştürmesine olanak tanıyan benzersiz bir yazılım aracı. Uygulama, matematik ve görsel yaratıcılık arasında köprü kurarak her iki alanın da daha fazla takdir edilmesini sağlıyor.
Ulaşmak için: steamdive.erasmus.site
🎬 İlham Veren Kısa Filmler
STEAMDIVE ayrıca engellilik, kültürel entegrasyon, beden imajı ve öz değer gibi temaları inceleyen bir dizi güçlü öğrenci yapımı film de sundu:
STEAMDIVE, ortaklarının kararlı işbirliği olmadan mümkün olamazdı:
2024’teki Rzeszow ve Girit Hackathonları, teknik atölye çalışmaları, öğrenci işbirliği, kültürel değişim ve sanatsal keşfi bir araya getirerek özellikle öne çıkan etkinlikler oldu. Etkinlikler, katılımcılara çeşitliliği kucaklamanın empati, yaratıcılık ve paylaşılan deneyimle başladığını hatırlatan düşünme ve kutlama ile sona erdi.
STEAMDIVE: Çünkü çeşitlilik yeniliğin, yaratıcılığın ve bağlantının kaynağıdır.